Alçı Tozu

Bundan 20–30 milyon yıl önce, bugün “Anadolu” dediğimiz kara parçası oluşurken buharlaşan denizlerden bize milyonlarca ton alçı taşı miras kaldı.

İnsanlık, bu malzemenin suyla karışınca hızla sertleştiğini binlerce yıl önce keşfetti. Antik Mısır’dan Roma’ya, Anadolu’dan Çin’e… Alçı yüzyıllardır duvarları koruyor, mekânları güzelleştiriyor.

1666’daki Büyük Londra Yangını ise, alçının modern çağdaki önemini pekiştiren olaylardan biri oldu. Felaketten sonra ahşap yapıların yangına karşı korunması için alçı kullanımı teşvik edildi ve hızla yayıldı.

Bu dönemde Avrupa’nın en kaliteli alçı taşının çıkarıldığı yer ise Paris yakınlarındaki Montmartre tepeleriydi. Burada üretilen sıva alçısı tüm dünyaya ihraç edildi ve adı “Paris alçısı” olarak hafızalara kazındı.

Bugün ise alçı; yalnızca duvar ve tavanlarda değil, yangına dayanıklı plakalar, akustik paneller, dekoratif süslemeler, medikal alçı, tarımda toprak iyileştirici ve hatta sanat eserleri gibi çok geniş bir yelpazede kullanılıyor.

Doğadan milyonlarca yıl önce gelen bu hediye, kurulan sistemlerin sağladığı çözümlerle hâlâ yaşam alanlarımızın vazgeçilmez parçası olmaya devam ediyor.

Peki ya siz? Alçı tozu sizin hayatınıza nerede dokundu? Belki bir projede, belki bir anıda…